Ahilik Bakış Açısı ile Artan ailesi tarihinde Usta - Çırak Anlayışı
25 Eylül 2024
Ahilik ve Artan Ailesi
Ahilik, Anadolu’daki zanaatkârların hem mesleki dayanışma hem de toplumsal sorumluluk anlayışı üzerine kurulu, derin ahlaki temellere dayanan bir teşkilat olarak bilinir. Bu gelenek, yalnızca esnaf ve sanatkârlar arasında bir dayanışma modeli sunmakla kalmamış, aynı zamanda toplumda adalet, dürüstlük, yardımseverlik ve meslek ahlakını da ön plana çıkarmıştır. Ahilik, sanat ve zanaat ile toplumun refahını gözeten bir düzenleme olduğu kadar, esnafların iş disiplinlerini ve ahlaki sorumluluklarını da belirleyen bir yapıydı.
Ahiliğin temelleri, 13. yüzyılda Ahi Evran tarafından atılmıştır. Ahilik teşkilatı, iş ahlakı ve toplumsal faydayı öncelik haline getiren, üretimi ve ticareti bir hizmet aracı olarak gören bir sistemdi. Ahilik anlayışında, "bilginin işe dönüşmesi", yani bireylerin yalnızca zanaatlarını icra etmekle kalmayıp topluma ve insanlığa fayda sağlama gerekliliği vurgulanır. Bu, sadece maddi kazanç elde etmeyi değil, aynı zamanda manevi değerlere dayalı bir zanaatkâr etiğini de gerektirir. Ahi Evran’ın sözlerinde geçtiği gibi, “Bilgisini ve sanat alanında uyguladığı ölçüde, Cenab-ı Allah ona mükâfatlandırır.” Bu felsefe, bilgi ile üretim arasındaki güçlü bağın altını çizer.
Ahilik, Anadolu’nun farklı bölgelerinde zanaatkârlar arasında yaygınlaşmış ve güçlü bir teşkilatlanma yapısı oluşturmuştur. Ahilik teşkilatlarının varlığı, zanaatkârların sadece mesleki değil, aynı zamanda sosyal hayattaki konumlarını da belirlemiştir. Zanaatkârlar, hem mesleklerini icra ederken dürüstlük ve adalet ilkelerine göre hareket etmiş, hem de bulundukları yerlerde sosyal dayanışma ve yardımlaşmanın öncüsü olmuştur. Ahilik teşkilatlarında, kazançların nasıl paylaşılacağı, usta ve çırak ilişkileri, meslekî eğitim gibi konular titizlikle düzenlenmiş, bu kurallar fütüvvetnamelerde yazılı hale getirilmiştir.
Bu çerçevede Ahilik, Artan ailesinin köklü geçmişiyle de benzerlikler taşır. Aile büyüklerinin marangozluk, oto sanayi gibi zanaat dallarında sergilediği iş ahlakı ve ustalık disiplini, Ahilik geleneğinin günümüze kadar nasıl taşındığının bir örneğidir. Hem iş ahlakına olan bağlılık hem de ustalık ile çırağı yetiştirme anlayışı, nesiller boyunca süregelen bir gelenek haline gelmiştir. Bu gelenek, Suat Artan’ın aldığı "İlin Ahisi" ödülü ile somut bir biçimde yansımaktadır.
Alaman Ahmet Usta ile Başlayan Yolculuk
Artan ailesinin zanaatkârlık geleneği, Ahmet Şeref Artan, namıdiğer Alaman Ahmet Usta ile başlar. 1878 Osmanlı-Rus Harbi sonrasında Bulgaristan’ın Şumnu şehrinden Adapazarı’na göç eden aile, bu yeni vatanlarında zanaatkârlık mirasını sürdürmeye devam etmiştir. Ailenin büyük oğlu olan Ahmet Usta, genç yaşta marangozlukla ilgilenmiş ve bu alanda kendini geliştirmiştir. Ancak, Ahmet Usta’nın hayatında önemli bir dönüm noktası, Cumhuriyet döneminde Almanya’ya giderek otomotiv eğitimi alması olmuştur. Yaklaşık 4-5 yıl Almanya’da kalarak oto sanayisine dair meslekî eğitim gören Ahmet Usta, bu eğitim sayesinde geri döndüğünde Adapazarı’ndaki sanayiye öncülük etmiştir.
Almanya’daki eğitimi sırasında otomotiv sektöründe derin bilgi sahibi olmuş ve döndüğünde oto tamirciliğine yönelik önemli adımlar atmıştır. Almanya’da kazandığı deneyim, ona "Alaman Ahmet Usta" lakabını kazandırmıştır. Bu dönemde, marangozluk ile başlayan kariyeri, ahşap işleme tekniklerini de öğrenmesiyle genişlemiş ve istim ile bükülen ahşap eşyalar üreterek marangozluk alanında da yenilikçi işlere imza atmıştır.
Ahmet Usta’nın oto sanayisindeki rolü, zamanla sadece marangozluk ile sınırlı kalmamış, Adapazarı’nda sanayi esnafı tarafından oldukça saygı gören bir ustaya dönüşmüştür. 1943 yılında oğulları Fethi ve Nizam ile birlikte açtıkları yeni iş yerinde oto tamirciliği işine resmen adım atmışlardır. Bu dükkan, zamanla Adapazarı’nın oto sanayi tarihine damga vuracak bir işletmeye dönüşmüştür. Otomotiv alanında başlayan bu serüven, nesiller boyu devam edecek bir zanaatkârlık geleneğinin temelini atmıştır.
Ahmet Usta’nın yetiştirdiği çıraklar ve onun etkisi altında gelişen oto tamirciliği kültürü, Adapazarı’nın sanayi tarihindeki önemli mihenk taşlarından biri olmuştur. Oğulları Nizam ve Fethi Usta, babalarının izinden giderek oto sanayisine katkı sağlamış, özellikle motor ve otomatik şanzımanlar alanında uzmanlaşarak aile mesleğini daha ileri bir noktaya taşımışlardır. Ahmet Usta'nın 1989 yılında vefat etmesiyle birlikte, oto sanayi serüveni oğulları ve daha sonra torunları tarafından sürdürülecek; Ahilik geleneğinin getirdiği ustalık, iş ahlakı ve topluma hizmet anlayışı Artan ailesinde yaşamaya devam edecektir.
Bu miras, yalnızca bir meslek değil, aynı zamanda topluma hizmet ve sanayiye katkı sunma arzusunun bir göstergesiydi. Ahmet Usta'nın kurduğu temeller, Sakarya’nın oto sanayi tarihi açısından büyük bir önem taşır. Girişimciliği ve zanaatkârlığıyla çevresine örnek olan Ahmet Usta, aynı zamanda aile içinde güçlü bir ustalık-çıraklık ilişkisi kurmuş ve bu ilişki, kuşaktan kuşağa aktarılacak bir gelenek haline gelmiştir. Ahmet Usta’nın Almanya’daki tecrübeleri ve iş ahlakı, sadece ailesine değil, Adapazarı'ndaki sanayi camiasına da ilham kaynağı olmuştur.
Nizam ve Fethi Artan: İkinci Nesil Ustalar
Artan ailesinin zanaatkârlık geleneği, ikinci nesilde Ahmet Usta’nın oğulları Nizam ve Fethi Artan ile devam etti. Her iki kardeş de babalarından devraldıkları iş ahlakı ve ustalık disiplinini, oto sanayisinde daha da ileriye taşıyarak Adapazarı'nın önde gelen ustaları arasında yerlerini aldılar. Fethi Artan, özellikle otomatik şanzıman konusunda uzmanlaşarak, şehrin oto sanayi tarihinde kendine ayrı bir yer edinmiştir.
Fethi Usta, Eskişehir Tayyare Fabrikası’nda aldığı eğitimle otomatik şanzımanlar konusunda derin bilgi sahibi oldu. Askerlik görevinin ardından Eskişehir'de bu alanda öğrendiklerini geliştiren Fethi Usta, 1959 yılında Adapazarı’ndan İstanbul’a giderek “Otomatikçi Fethi Usta” olarak tanınmaya başladı. İstanbul’da oto sanayisinde şanzıman ustası olarak büyük başarılar elde etti ve ulusal çapta bir üne kavuştu. Onun otomatik şanzıman konusundaki yetkinliği ve başarısı, sadece Adapazarı ile sınırlı kalmayarak, ülkenin dört bir yanındaki sanayicilere ve otomobil sahiplerine örnek oldu.
Fethi Usta, İstanbul’da elde ettiği başarılarla otomatik şanzımanların Türkiye'de yaygınlaşmasına katkı sağladı. O dönemin koşullarında otomatik şanzıman, teknik bilgi gerektiren karmaşık bir sistemdi. Birçok kişi bu konuda endişe duyarken, Fethi Usta’nın uzmanlığı ve güven veren duruşu sayesinde bu korkular giderildi. Hatta onun ustalığı üzerine ulusal basında birçok haber yer aldı ve otomatik şanzıman tamiri konusunda lider isimlerden biri olarak anılmaya başlandı. Onun çalışma prensipleri ve ustalığı, Artan ailesinin mesleki mirasını daha geniş bir kitleye ulaştırarak Ahilik geleneğinin güncel bir yansıması olarak görüldü.
Diğer tarafta, Nizam Artan da Adapazarı'nda oto sanayisinin önemli ustalarından biri olarak anıldı. Fethi Usta gibi o da, babalarından öğrendikleri iş disiplinini sürdürerek Adapazarı'nda birçok çırak yetiştirdi ve oto sanayisinde önemli projelere imza attı. Nizam Usta’nın özellikle motor tamirleri ve şanzıman konusunda derinlemesine bilgisi, onu Adapazarı oto sanayisinin temel taşlarından biri haline getirdi. Kendi çalışmalarıyla bölgedeki sanayinin gelişimine büyük katkı sağladı.
Nizam ve Fethi Usta, yalnızca teknik bilgi ve zanaatkârlık mirasıyla değil, aynı zamanda Ahilik geleneğine olan bağlılıklarıyla da tanındılar. Usta-çırak ilişkisine verdikleri önem, çıraklarının mesleki gelişiminde rehberlik etmeleri, iş hayatında ahlaki değerlere sıkı sıkıya bağlı kalmaları, onları sadece başarılı birer zanaatkâr değil, aynı zamanda topluma faydalı bireyler haline getirdi. Onlar, işlerinde yalnızca teknik mükemmeliyeti aramakla kalmadı, aynı zamanda sosyal sorumluluk bilinciyle hareket ettiler.
Bugün Artan ailesinin sanayi alanındaki başarısının temelleri, Fethi ve Nizam Usta'nın işlerine olan adanmışlıkları ve ustalıklarını genç nesillere aktarma istekleriyle atılmıştır. Onlar, oto sanayisinde çığır açan birer yenilikçi, aynı zamanda Ahilik geleneğini özümseyen örnek ustalar olarak anılmaktadır. Aile mirasını oto sanayisine taşıyarak kuşaklar boyu sürecek bir başarı hikâyesinin temelini atan bu iki isim, Adapazarı’nın sanayi tarihine de büyük katkılar sunmuşlardır.
Nihat Artan ve Suat Artan: Üçüncü Nesil Ustalar
Artan ailesinin oto sanayisindeki zanaatkârlık geleneği, üçüncü nesilde Nihat Artan ve Suat Artan ile devam etti. Nizam ve Fethi Artan’ın oğulları olarak, babalarından öğrendikleri ustalık ve iş disiplinini oto sanayisine yeni bir soluk kazandırarak sürdürdüler. Hem teknik becerileri hem de iş ahlaklarıyla Adapazarı’nın önemli oto ustaları arasında yer aldılar.
Nihat Artan: Disiplinli ve Teknik Bilgiye Dayalı Bir Ustalık
Nihat Artan, 1955 yılında Adapazarı’nda doğdu ve çocukluğundan itibaren oto sanayisinin içinde büyüdü. Ailede zanaatkârlık ve iş disiplini çok değerliydi; bu nedenle o da küçük yaşlardan itibaren babasının yanında çalışmaya başladı. Babası Nizam Artan ile birlikte sanayiye katkı sağladı. Nihat Usta, 1971 yılında Erkek Sanat Enstitüsü’nün motor bölümünden mezun oldu. Bu teknik eğitim, Nihat Artan’ın işinde ilerlemesine büyük katkı sağladı. Eğitim sırasında öğrendiği teorik bilgileri, sanayideki ustalık becerileriyle birleştirerek Adapazarı’nın motor ustalarından biri olarak adını duyurdu.
Onun en dikkat çekici özelliklerinden biri, oto sanayisindeki gelişmeleri ve teknolojik yenilikleri yakından takip ederek işine entegre etmesiydi. Babası Nizam Artan’ın başlattığı işleri daha ileriye taşıyarak hem motor tamirinde hem de oto sanayisinde yenilikçi uygulamalar geliştirdi. 1972 yılında vergi mükellefi olarak aile iş yerinde çalışmaya başlayan Nihat Artan, aynı zamanda birçok çırak yetiştirdi ve onlara ustalık bilgilerini aktardı. Çalışkanlığı ve işine olan adanmışlığı sayesinde sadece ustalıkla kalmayıp sanayi yönetimi konusunda da önemli adımlar attı.
Nihat Usta, aynı zamanda Sakarya Oto Sanatkarlar Derneği’nde uzun yıllar çeşitli görevlerde bulundu ve 1990'ların başından itibaren bölgedeki oto sanayiinin daha da gelişmesi için çalışmalar yaptı. 1983’te Sakarya Oto Sanatkarlar Derneği’nin Yönetim Kurulu Üyeliği'ni üstlendi. 1992 yılında Adapazarı Oto Sanatkarlar Odası Başkanlığı’na seçildi ve bu görevi başarıyla yürüttü. Onun liderliğinde sanayiye yapılan katkılar, hem bölgesel hem de ulusal çapta takdir gördü.
Suat Artan: Geleneksel Ustalığı Modern Yaklaşımlarla Buluşturan Usta
Suat Artan, babası Nizam Artan’ın ve amcası Fethi Artan’ın izinden giderek oto sanayisinde ustalığını geliştiren bir diğer isim oldu. 1954 yılında doğan Suat Artan, genç yaşlardan itibaren sanayiye olan ilgisini belli etti ve çocukluğundan itibaren babasının yanında çalışmaya başladı. Lise eğitimini 1970 yılında Sakarya Lisesi’nde tamamladıktan sonra tamamen oto sanayisine yöneldi. Babasının liderliğinde yetişen Suat Usta, 1969’dan itibaren oto motor tamirciliği yapmaya başladı. 1963 yılında babasının Adapazarı’na getirdiği rot balans ayarını öğrenerek bu alanda büyük bir ustalık kazandı.
Suat Artan, 1992 yılından bu yana Dörtyol'daki atölyesinde otomatik şanzıman tamiri yapmaktadır. Zamanla otomotiv endüstrisinde yaşanan değişimlere ayak uyduran Suat Usta, mekanik, hidrolik ve elektronik gibi üç farklı sistemi bir arada kullanarak otomatik şanzıman tamirinde uzmanlaşmıştır. Bu üç alanı birleştiren ustalığı, Suat Artan'ı yalnızca Adapazarı’nın değil, tüm Marmara bölgesinin aranan şanzıman ustalarından biri haline getirmiştir. Atölyesinde çalışanlarına bu alanlarda bilgi ve deneyim aktaran Suat Usta, aynı zamanda Marmara bölgesindeki birçok meslektaşına da teknik çözümler sunmaktadır. Üç farklı sistemin entegrasyonuyla gerçekleştirdiği onarımlar, onun işindeki mükemmeliyet arayışını ve sanayiye kattığı yenilikleri gözler önüne sermektedir.
Suat Artan’ın Atıcılık Tutkusu ve Başarıları
Oto sanayisindeki ustalığının yanı sıra, Suat Artan’ın bir diğer önemli yönü de sporculuğudur. 1970'lerin başından bu yana hobi olarak başladığı atıcılık sporunda büyük başarılara imza atmıştır. Balkan ve Türkiye şampiyonlukları kazanan Suat Usta, sadece sanayide değil, atıcılık alanında da ülke çapında tanınan bir isim haline gelmiştir. Babası Nizam Artan’ın Arifiye’ye kazandırdığı atıcılık poligonunda, birçok genç atıcıya mentorluk yapmış ve onların yetişmesine katkı sağlamıştır.
Atıcılık sporuna olan ilgisi ve disiplini sayesinde Suat Artan, Türkiye çapında hem sporcu hem de yönetici olarak sevilmiş ve sayılmıştır. Kendi başarıları ve liderliğiyle, bu sporda gençlere ilham olmuş, onları cesaretlendirmiştir. Atıcılıktaki disiplini, iş hayatındaki disiplin anlayışını tamamlamış, her iki alandaki başarılarıyla çevresine örnek olmuştur.
Nihat ve Suat Artan’ın Sanayiye Katkıları
Nihat ve Suat Artan kardeşler, üçüncü nesil olarak Artan ailesinin oto sanayisindeki mirasını devam ettirdiler. İkisinin de ortak noktası, babalarından ve amcalarından öğrendikleri iş disiplini ve iş ahlakı oldu. Ancak bunun yanında, teknolojik yeniliklere açık olmaları ve mesleklerine olan adanmışlıkları sayesinde sanayiye birçok yenilik getirdiler. Nihat Usta, yönetimsel kabiliyeti ve organizasyonel yetenekleriyle bölgedeki sanayi derneklerinde liderlik ederken, Suat Usta teknik ustalığı ve zanaatkarlığıyla tanındı.
Her iki usta da sadece sanayiye katkı yapmakla kalmadı, aynı zamanda yeni nesil ustaların yetişmesine de önayak oldular. Usta-çırak ilişkisinin önemini bilen Nihat ve Suat Usta, yanlarında çalışan çıraklara mesleğin inceliklerini ve iş ahlakını aktardı. Böylece Artan ailesinin sanayiye olan katkıları, sadece geçmiş nesillerle sınırlı kalmadı, gelecek nesillere de taşındı. Her iki usta da Ahilik geleneğinin modern temsilcileri olarak işlerini sürdürdü ve ailenin mirasını günümüze kadar başarıyla devam ettirdi.
Suat Artan’ın “İlin Ahisi” Ödülü ve Ailenin Ahilik Geleneği
24 Eylül 2024 tarihinde, Suat Artan, Sakarya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (SESOB) tarafından “İlin Ahisi” ödülüne layık görüldü. Bu ödül, Ahilik değerlerine olan bağlılığı, iş ahlakındaki örnek duruşu ve zanaatındaki ustalığı nedeniyle verildi. Suat Usta, yalnızca oto sanayisinde gösterdiği teknik başarılarla değil, aynı zamanda çevresindeki insanlara Ahilik ilkelerini aşılayarak bu ödülü hak etti. Ahilik, zanaatkarların sadece mesleklerinde en iyiyi hedeflemesini değil, aynı zamanda topluma hizmet etmelerini ve ahlaki değerleri en üst seviyede tutmalarını gerektirir. Suat Artan, bu ilkeleri iş hayatında daima gözeterek bir Ahilik sembolü haline gelmiştir.
Suat Artan’ın bu ödüle layık görülmesi, sadece onun bireysel başarısını değil, aynı zamanda Artan ailesinin bir asrı aşkın süredir oto sanayisinde taşıdığı mirası ve Ahilik geleneğine olan bağlılığını da temsil etmektedir. Aile büyüklerinden dedesi Ahmet Artan ile başlayan zanaatkar ruhu, babası Nizam Artan ve amcası Fethi Artan ile devam etmiş ve Suat Artan’ın liderliğinde günümüze kadar gelmiştir. Suat Usta, babasından aldığı ustalık mirasını modern teknolojiyle birleştirerek, gerek Marmara bölgesindeki meslektaşlarına gerekse yanında yetiştirdiği çıraklara Ahilik prensipleri doğrultusunda yol göstermiştir.
Bu ödül, Suat Artan’ın yıllardır oto sanayisine yaptığı katkıların bir sonucudur. O, sadece teknik ustalıkla değil, işinde gösterdiği dürüstlük, iş arkadaşları ve müşterileriyle kurduğu güçlü bağlarla da Ahilik değerlerini yaşatan bir zanaatkâr olmuştur. Günümüzde bile mekanik, hidrolik ve elektronik sistemleri bir arada kullanarak gerçekleştirdiği onarım hizmetlerinde, hem işinde mükemmeliyeti arayan hem de bu bilgi ve birikimi meslektaşlarına ve çalışanlarına aktaran bir usta olarak bilinir. Bu da Ahilik geleneğinin modern dünyada nasıl yaşatılabileceğinin bir göstergesidir.
Suat Artan’ın “İlin Ahisi” seçilmesi, sadece bir ödül töreni değil, aynı zamanda ailesinin ve onun oto sanayisindeki derin etkisinin bir kutlamasıdır. Artan ailesi, Ahilik felsefesine olan bağlılığı ile sanayi dünyasında hem zanaatkârlık hem de ahlaki duruş açısından örnek teşkil etmektedir. Bu ödül, aile mirasının ve Ahilik geleneğinin devam ettiğinin bir kanıtıdır.
Ahilik Haftası Töreni ve Ödülün Anlamı Suat Artan’ın “İlin Ahisi” ödülünü aldığı tören, Ahilik Haftası etkinlikleri kapsamında gerçekleşmiştir. Mehteran takımı eşliğinde başlayan tören, Atatürk Anıtı’na çelenk sunumu ve saygı duruşuyla devam etmiştir. Suat Usta’ya ödülün takdim edildiği bu anlamlı gün, Ahilik geleneğinin Sakarya’da nasıl yaşatıldığını ve bu değerlerin gelecek nesillere nasıl aktarıldığını gözler önüne sermiştir.
Ahilik, zanaatkârlar için sadece bir meslek disiplini değil, aynı zamanda bir yaşam biçimidir. Ahilik ilkeleri, dürüstlük, yardımseverlik, dayanışma ve mesleki sorumluluk gibi evrensel değerleri içerir. Suat Artan, oto sanayisinde yıllarca bu değerlere sadık kalarak işini en iyi şekilde yapmış ve birçok kişiye örnek olmuştur. Bu ödül, onun ustalık ve topluma olan katkılarının en büyük göstergesidir. Ahilik, sadece iş hayatında değil, toplumun her alanında ahlaki bir duruş sergilemeyi gerektirir. Suat Usta, bu duruşuyla topluma katkı sağlayan bir örnek usta olmuştur.
Sonuç olarak, Suat Artan’ın “İlin Ahisi” seçilmesi, hem Artan ailesi için hem de Sakarya’daki zanaatkâr camiası için büyük bir gurur kaynağıdır. Aile büyüklerinden gelen ustalık mirası, Ahilik değerleriyle yoğrularak bugüne kadar taşınmıştır ve bu ödül, bu mirasın yaşatıldığının en somut göstergelerinden biridir.
Tolga Artan ve Burak Artan: Aile Geleneğini Yapay Zeka Çağına Taşıyanlar..
Artan ailesinin zanaatkârlık geleneği, kuşaktan kuşağa ustalık ve iş ahlakı ile aktarılmıştır. Dedeleri Ahmet Artan ile başlayan bu miras, oto sanayisindeki ustalıkla şekillenirken, teknolojinin evrimiyle farklı boyutlar kazanarak yeni alanlara taşınmıştır. Tolga Artan ve Burak Artan, bu geleneği teknoloji çağında ileri taşıyan isimler olarak öne çıkmaktadır. Yönetiminde oldukları LuckyEye (www.luckyeye.com) şirketiyle, aile mirasını modern mühendislik bilimleri ve dijital çözümlerle harmanlayarak farklı bir boyuta taşımışlardır.
LuckyEye: Dijital Dönüşümde Ustalık
Tolga ve Burak Artan, 25 yılı aşkın süredir LuckyEye şirketini başarıyla yönetmektedir. LuckyEye, müşteri deneyimi süreçlerinin dijital dönüşümünde öncü bir rol oynayarak yapay zeka (AI) tabanlı çözümler geliştirmekte ve sunmaktadır. Şirket, bugüne kadar 600’e yakın müşteri ve 2000’den fazla projeyle dijital dönüşüm yolculuğunda etkili sonuçlar elde etmiştir. Teknoloji odaklı bir yapıya sahip olan LuckyEye, müşteri deneyimlerini en üst seviyeye taşımak için yapay zeka, veri analitiği ve dijital strateji gibi modern araçları ustalıkla kullanmaktadır.
Tolga ve Burak Artan, bu süreçte ailelerinden aldıkları usta-çırak ilişkisi geleneğini teknoloji ve mühendislik bilimine entegre ederek hem iş arkadaşlarına hem de müşterilerine yansıtmaktadır. Nasıl ki bir usta çırağına sadece zanaatını değil, aynı zamanda meslek ahlakını ve disiplini öğretir, Tolga ve Burak Artan da aynı anlayışı modern iş dünyasına uygulamaktadır. Şirket içindeki takım çalışmaları, mentorluk yaklaşımları ve çözüm odaklı proje yönetimleri, Ahilik geleneğinin modern bir yansıması olarak görülebilir.
Yapay Zeka Çağında Aile Değerleri
LuckyEye’ın sunduğu çözümler, yapay zeka ve dijital dönüşüm odaklı olsa da, bu yenilikçi teknolojilerin arkasında Artan ailesinin nesilden nesile aktarılan değerleri yatmaktadır. Tolga ve Burak Artan, müşteri ilişkilerini, iş ortaklarıyla olan bağlarını ve çalışanlarına olan yaklaşımlarını bu değerler üzerine inşa etmektedir. İşlerinde dürüstlük, kalite, güven ve uzun vadeli ilişkiler inşa etmek, ailenin Ahilikten gelen iş ahlakının yeni çağa taşınmasıdır.
Ailenin oto sanayisindeki ustalık geleneği, bugün LuckyEye’da mühendislik ve dijital teknolojilere dönüşmüştür. Yapay zeka, veri analitiği, kullanıcı deneyimi (UX) ve dijital pazarlama alanlarında gerçekleştirilen projeler, yalnızca modern çözümler sunmakla kalmayıp aynı zamanda bir zanaatkâr hassasiyetiyle yapılmaktadır. Tıpkı geçmişteki ustaların işlerine gösterdiği özen gibi, LuckyEye da dijital projelerini titizlikle planlar ve hayata geçirir.
Tolga ve Burak Artan, LuckyEye'da çalıştıkları ekiplerle usta-çırak ilişkisini yaşatırken, aynı zamanda bu ilişkileri modern yönetim modelleriyle harmanlamaktadır. Dijital çağın gerektirdiği çevik çalışma prensipleri ve yenilikçi düşünce yapısıyla, çalışanlarına hem iş disiplini kazandırmakta hem de onları yeni teknolojilere adapte etmektedirler. Bu yaklaşım, aile geleneğini dijital çağın ihtiyaçlarına uygun bir şekilde modernize ederek sürdürülebilir bir başarı yaratmaktadır.
Gelenek ve Teknolojiyi Bir Araya Getiren Yaklaşım
Aile geleneğini sürdürme ve geleceğe taşıma vizyonu, sadece bir iş modeli değil, aynı zamanda bir yaşam felsefesi olarak Tolga ve Burak Artan’ın iş dünyasında rehberlik ettiği temel prensiptir. Tıpkı Suat Artan’ın ve ondan önceki kuşakların ustalık, dürüstlük ve topluma katkı anlayışı gibi, Tolga ve Burak Artan da LuckyEye’ın projelerinde bu değerleri yaşatmaktadır.
Yeni çağın teknolojilerini kullanırken, ailelerinin Ahilikten gelen değerlerine sıkı sıkıya bağlı kalarak, iş ortakları ve müşterileriyle güven ve karşılıklı saygıya dayalı ilişkiler kurmaktadırlar. Şirket, sadece teknolojik çözümler sunmakla kalmamakta, aynı zamanda müşterileri ve iş ortaklarıyla uzun vadeli güvene dayalı ilişkiler geliştirmektedir. Bu da LuckyEye'ı sektörde güvenilir ve saygın bir konuma taşımaktadır.
Sonuç olarak, Tolga ve Burak Artan, LuckyEye’ı yönetirken, bir yandan dijital dünyanın gerektirdiği yenilikçi çözümleri sunarken, diğer yandan ailelerinden aldıkları değerleri modern iş dünyasına entegre etmektedirler. Bu süreçte sadece teknolojiyi değil, aynı zamanda insan ilişkilerini, dürüstlüğü ve iş ahlakını en üst seviyede tutarak aile geleneğini başarıyla yaşatmaktadırlar.
Geleceğe Taşınan Miras
Artan ailesinin hikayesi, Ahilik değerleriyle şekillenen bir zanaatkârlık geleneğinin kuşaklar boyunca nasıl yaşatıldığını ve değişen dünyada bu değerlerin nasıl korunup geliştirildiğini anlatan bir başarı öyküsüdür. Marangozluk ile başlayıp oto sanayisine uzanan bu miras, her yeni nesil ile daha da güçlenmiş ve günümüzün yapay zeka çağına taşınmıştır.
Ailenin temelleri, dedeleri Ahmet Artan’ın Almanya’da aldığı marangozluk eğitimi ile atılmış, ardından oğulları Nizam ve Fethi Artan oto sanayisinde bu zanaatkârlığı geliştirerek ustalıklarını bir adım öteye taşımıştır. Bu süreçte işlerine duydukları sevgi, ustalık ve disiplin, Ahilik geleneğinin özünü oluşturmuştur. Ahilik, sadece zanaatkar olmakla kalmayıp aynı zamanda topluma hizmet etmeyi, dürüstlüğü ve ahlaki değerleri ön planda tutmayı gerektiren bir felsefedir. Artan ailesi, oto sanayisinde ustalık yaparken bu ilkeleri daima gözetmiş, iş ahlakına verdiği önemle çevresine de örnek olmuştur.
Bu miras, üçüncü nesil ustalar Nihat ve Suat Artan ile birlikte sanayiye olan katkısını sürdürmüştür. Özellikle Suat Artan’ın günümüzde aldığı "İlin Ahisi" ödülü, ailesinin bu değerlere olan bağlılığının bir sembolü olmuştur. Nihat ve Suat Artan’ın, ustalıkla birlikte topluma katkıda bulunma bilinci, hem çalışanlarına hem de müşterilerine Ahilik geleneğini aktarmanın modern bir örneği olarak yaşamaktadır.
Ancak Artan ailesinin hikayesi burada bitmemektedir. Dördüncü nesil olarak Tolga Artan ve Burak Artan, aileden aldıkları bu zanaatkar ruhunu dijital dünyanın imkanlarıyla birleştirerek yeni bir boyuta taşımışlardır. LuckyEye ile yapay zeka, dijital dönüşüm ve mühendislik bilimini, ustalık ve çıraklık ilişkisiyle bir araya getirerek aile mirasını çağın gereksinimlerine uygun şekilde yeniden şekillendirmişlerdir. Şirket içinde uygulanan takım çalışmaları, mentorluk programları ve projelerde gösterilen titizlik, geçmişin ustalık anlayışını geleceğe taşımaktadır.
Artan ailesi, marangozluktan oto sanayisine, oradan da dijital teknolojilere uzanan bir başarı yolculuğu ile, Ahilik değerlerini sadece iş hayatında değil, topluma hizmet etmeyi bir yaşam tarzı olarak benimsemiştir. Nesilden nesile aktarılan bu miras, aile değerlerini modern çağın gereklilikleriyle harmanlayarak sürdürülebilir bir başarı öyküsüne dönüştürmüştür.
Geleceğe Bakış Artan ailesinin geçmişteki başarılarına bakıldığında, geleceğe olan umutlar da güçlenmektedir. Ahilik felsefesinin temelindeki ustalık ve çıraklık ilişkisi, dürüstlük ve topluma hizmet anlayışı, aile üyeleri tarafından nesiller boyu korunmuş ve geliştirilmiştir. Bugün, bu değerler sadece oto sanayisinde değil, dijital dünyada da yaşamaya devam ediyor. Aile, geçmişten aldığı güçle yeni teknolojileri kucaklarken, Ahilik değerlerini bir fener gibi önlerinde tutmaktadır.
Bu mirasın gelecekte de yeni nesillere aktarılacağı kesindir. Ahilik değerlerinin yalnızca iş hayatında değil, günlük yaşamın her alanında yaşatılması gerektiğine inanan Artan ailesi, zanaatkar ruhunu ve iş ahlakını yeni nesillere aktarmaya devam edecek. Geçmişten bugüne uzanan bu güçlü miras, gelecekte de modern dünyanın gerekleriyle uyumlu bir şekilde var olmaya devam edecektir.
Artan ailesinin yolculuğu, Ahilik değerlerinin ışığında şekillenen bir ustalık hikayesi olarak, yeni nesillere ilham vermeyi sürdürecek ve topluma fayda sağlama bilinciyle büyüyecektir.
KAYNAK :
- SATSO Adapazarı Oto Sanatkarları Tarihi – Prof.Dr.Enis Şahin, İbrahim Zengin, Haziran 2024
< < Geri Dön